21 Ocak 2009 Çarşamba

'ÜÇ MAYMUN'



Üç Maymun Oscar'ı alacak mı?
Üç Maymun'un oscar'da son 9 film arasına girmesiyle şunu merak eder olduk. Oscar'ı alacak mıyız. Eleştirmenler ne diyor bakalım...

“Üç Maymun” 22 Ocak Perşembe günü ‘En İyi Yabancı Film” dalında Oscar için yarışacak. Filmin Oscar şansını değerlendiren Atilla Dorsay “Filmin Oscar kazanması gerekmiyor. İlk beşe girmesi bile filme büyük bir saygınlık getiriyor” derken Alin Taşcıyan da “Akademi üyelerinin ‘Üç Maymun’u seveceğini tahmin ediyorum. Görsel yönden, yönetmenlik becerisi açısından çok çarpıcı. Dolayısıyla onun bu karanlık diyebileceğimiz ruh halinin ve yetkinliğinin etkileyici olacağını düşünüyorum” diyor.
İLK BEŞE GİRER
“Üç Maymun” filmi, son yıllarda dünya sinemasında çok büyük başyapıtlardan biri. “Üç Maymun”u seyrettiğimden beri, Oscar gibi büyük ödüllere doğru yol alacağını hissettim. Ödüller de çok önemli değil bu film için, bu film dünya sinema tarihinde ve Nuri Bilge Ceylan filmografisinde baş yapıt olarak adlandırılacak. “Üç Maymun”un ilk beşe gireceğini ümit ediyorum. İlk beşe girerse Oscar’ı alır.
Yiğitgil, Altın Portakal’ın kurumsal kimliği adına “Üç Maymun”un festivalden ödül alamamasını talihsizlik olarak yorumluyor.
Jüriler tabi çok değişik yani bizim Altın Portakal’da böyle bir fırsatı kaçırdı jürimiz. Jürimiz es geçmedi ama belki anlayamadı bilmiyorum. Tabii jürilerle ilgili böyle konuşulmaz, o jüri benim jürim, neticeye sonsuz saygı duyuyorum ama Altın Portakal’ı düzenleyen kuruluşun başı olarak böyle bir fırsat geçti, bizim için de önemliydi. Bu filmi bizim değerlendirmemiz Altın Portakal’ın kurumsal kimliği adına önemliydi ama jüri kararlarına sonsuz saygı duyulur ama tartışma hakkımız da vardır. Bence bir fırsat kaçtı. Değerlendirmek lazımdı. Film girdiği her yerde ödül alacak bir film, bu filmi gözden kaçırmak biraz zor gibi olur gibime geliyordu.
“Üç Maymun” çok evrensel bir hikâyeyi anlatıyor. Hikâyeyi çok özgün bir yönetmen ve sinema diliyle anlatıyor. Hikâyenin derinliği var, karakterler çok derin. Hikâye burada da geçebilir, Japonya’da da geçebilir, Amerika’da Teksas’ın bir köyünde de geçebilir.
Bizi nasıl etkilediyse, Cannes’ da ki jüriyi nasıl etkilediyse, seçici kurulu da etkileyecektir. Çünkü böyle yalın bir sinema dili biraz uzaklaştı çağımızda.Engin Yiğitgil (Türsak Başkanı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder